LÜTFEN HASTA’NIN YÜZÜNÜ ÖRTERMİSİNİZ
Ameliyathaneye girdiğinde heyecandan elleri titriyordu. Yüzü kireç gibi olmuştu. Gergindi. Ve bunu ameliyat ekibine hissettirmek istemiyordu. Durdu. “Sakin ol Ahmet” dedi kendine…Bu sırada hastayı ameliyata hazırlıyorlardı. Hemşireye ve yardımcı doktora baktı…
“Biraz gelir misiniz lütfen?” dedi.
Doktor ve hemşire de şaşırmıştı. Bir gariplik vardı. Bunca zaman yüzlerce ameliyata giren doktorun bu heyecanı niyeydi? Ameliyathanenin kapısında ekibine döndü:
“Lütfen ben ameliyatı yaparken hastanın yüzünü örter misiniz?” dedi.
Hemşire ve narkoz uzmanı şaşırmıştı. Yarım ağızla “Tamam doktor bey” dediler.
PARMAĞI KQPMUŞTU
- Ameliyat masasındaki hasta Hüseyin Savran’ın Eskişehir’de bir parmağı kopma noktasında kesilmişti.
- Oradaki doktorlar “parmağı kesme” kararı almışlardı.
- Ancak hastanın eşi İzmir’deki oğlunu aramış ve yardım istemişti.
- Hüseyin Bey’in oğlu ameliyatı yapacak olan Opr. Dr. Ahmet Savran’dı…
Dr. Savran sonrasını şöyle anlatıyor:
“Ameliyat sırasında yüzüne nasıl bakardım? Gözlerim dolmuştu. Babamla ameliyat öncesi hayli duygusal bir konuşma yaptık. Babam bana ‘Parmağımın kesileceğini söylediler, ben de bu duruma kendimi alıştırdım. Eğer parmağımı kurtarırsan mutlu olurum’ dedi. Hayatımın en büyük riskini aldım. Ameliyatın ardından yaptığım kontrollerde babamın parmağında yeniden dolaşımın olduğunu fark ettiğim gün hayatımın en mutlu günüydü. Tedavileri devam ediyor. Babam artık parmağını kullanmaya başladı. Bu da beni hem bir evlat hem de doktor olarak çok mutlu ediyor.”
OĞLUNU OKUTABİLMEK İÇİN SOKAKLARDAN KAĞIT TOPLAMIŞ
‘Lütfen hastanın yüzünü örter misiniz’… Bu olayın bir de başka boyutu var.
- Babasının parmağını kurtaran Dr. Ahmet Savran nasıl okumuş biliyor musunuz?
- Orman işçiliğinden emekli olan baba Savran, oğlu doktor olabilsin diye sokaklarda kâğıt toplamış ve satmış.
- O parayla oğlunu okutmuş, doktor çıkartmış…
- Bir baba ve oğul için bundan büyük mutluluk olur mu?
- Allah her babaya böyle bir çocuk, her çocuğa da böyle bir baba versin…
- Helal olsun size baba oğul Savran’lar…